Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | topu yakalamak | catch the ball v. | ||
I caught the ball. Topu yakaladım. More Sentences |
||||
General | topu yakalamak | catch the ball v. | ||
You caught the ball, didn't you? Topu yakaladın, değil mi? More Sentences |
||||
Sport | ||||
Sport | topu yakalamak | catch the ball v. | ||
We caught the ball. Biz topu yakaladık. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (krikette) topu yere düşmeden yakalamak | catch out v. |
Phrasals | (topu) yakalamak | pull down v. |
Colloquial | ||
Colloquial | beyzbolda yerden giden topu eldivenle yakalamak/durdurmak | field a grounder v. |
Sport | ||
Sport | ispanyollara özgü Jai alai to oyununda topu yakalamak ve atmak için kullanılan kepçe şeklinde hasır sepet/raket | cesta n. |
Sport | (topu) sıçrarken yakalamak | trap v. |
Sport | atılan topu veya hokey pakını yakalamak | hit v. |
Sport | (atılan topu) yakalamak | play v. |
Baseball | ||
Baseball | (topu) eldivensiz çıplak elle yakalamak | barehand v. |
Baseball | (topu) eldivensiz çıplak elle yakalamak | bare-hand v. |
Baseball | (topu) yere değmeden yakalamak | catch v. |